Makale

Makale

The Transformation of the Understanding of Self in the Metaverse Reality as a Heterotopia Place

Bir Heterotopya Mekânı Olarak Metaverse Gerçekliğinde Kendilik Anlayışının Dönüşümü

Seda AVCI
Yıl 5, Sayı 10, Sayfalar:186-206

This paper conceptually discusses how Metaverse world exists as a space through Michael Foucault’s concept of heterotopia and how within this space the understanding of self is reshaped with the concepts of sociality, partnership, immortality, being a part of a whole and the disappearance of free will. Foucault’s heterotopian mirror example defines theater and cinema as a “surreal, virtual place” and sees it as an illusion. Metaverse can be added to these examples. Metaverse has the potential of bringing people with different thoughts and lifestyles together at the same time and same place. This potential is relevant to heterogeneous spaces which will not come together normally coming together in this medium. In addition to that, a single space can contain multiple spaces and times and this heterochronicity allows the abstraction of spaces while being lived at a certain time and allows travel to other times different from the time lived. But this potential is bound to some rules as stated in the fifth rule of heterotopias and these rules are preset. Considering all the similarities, the Metaverse world was assumed as a heterotopia and the paper tries to understand the embodiment of perception of self from general to specific, from public to individual, from a part of a society to an autonomous entity with free will within this world. This study uses hermeneutic method to discover the framework of how the concept of self and the perception of human will be transformed and changed in Metaverse world.

Bu çalışmada Metaverse dünyasının Michel Foucault’nun heterotopya kavramı üzerinden bir mekân olarak nasıl var olduğu ve bu varoluşta kendiliğe ilişkin anlayışın, toplumsallık, ortaklık, ölümsüzlük, bütünün bir parçası olma ve özgür iradenin yitimi temelinde yeniden nasıl kurgulanabileceği kavramsal olarak tartışılmaktadır. Foucault’nun, heterotopyaların ayna örneğinde “gerçek dışı, sanal bir alan” olarak tiyatroyu ve sinema üzerinden tanımladığı yanılsamaya, “Metaverse” örneği de eklenebilir. Metaverse de farklı düşüncelere, farklı yaşamlara sahip kişileri aynı anda ve zamanda buluşturma potansiyeline sahiptir.  Bu potansiyel birbirleriyle ilişkisi olmayan ve normal durumlarda bir araya gelemeyecek birçok mekânın tek bir mekânda bir araya gelmesi ile ilgilidir. Ayrıca tek bir mekânın içinde birçok zaman ve mekânı barındırabildiği gibi yaratılan heterokroni ile hem mekân içinde yaşayabilmeyi hem de kendisinden soyutlanabilmeye imkân tanır, yaşanılan zamandan başka bir zamana gitmeyi de sağlar.  Fakat bu imkân, tıpkı heterotopyaların beşinci ilkesinde olduğu gibi, belirli kurallara tabidir ve bu kurallar önceden belirlenmiştir. Tüm bu benzeşimler üzerinden Metaverse dünyasının bir heterotopya olduğu kabulü ile bu mekânda kendilik deneyiminin şekillenmesinin, sunumunun, kendilik ile ilgili algının genellikten özelliğe, kamusallıktan bireyselliğe, toplumun herhangi bir parçası olmaktan, kendi özgür iradesi olan otonom bir varlığa, doğru bir hareketi olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Anlam keşfi yapılan bu çalışmada, Metaverse dünyasında kendilik kavramının ve insana dair algının nasıl dönüşüp değişeceğine ilişkin çerçeve hermeneutik yöntemle çizilmiştir.