Article
Makale
An Analysis on Ambivalence in Cinema: “The Last Tycoon” Elia Kazan
Sinemada ‘İki Taraflılık’ Üzerine Bir İnceleme: “Son Patron” Elia Kazan
Besna AĞIN
Year 2, Issue 4, Pages:220-235
Elia Kazan’ın yönetmenlik kariyeri kırk yıldan uzun bir süreyi kapsar. Kazan, bu süre boyunca Amerikan film endüstrisindeki değişimlere hem tanıklık etmiş hem de katkıda bulunmuştur. On the Waterfront, A Streetcar Named Desire, East of Eden ve Splendor in the Grass filmleri Kazan’ın finansal başarı sağlamış ve eleştirmenlerce olumlu değerlendirilmiş filmleridir. Yönetmenliğinin son döneminde çektiği America America, The Arrangement, The Visitors ve The Last Tycoon filmleri ise finansal başarıyı yakalayamamış ve eleştirmenlerce olumsuz değerlendirilmiştir. Bu filmler aynı zamanda literatürdeki Elia Kazan çalışmalarında göz ardı edilen filmlerdir. Bu çalışma kapsamında yönetmenin son dönemine ait The Last Tycoon filmine iki temel sebeple odaklanılmıştır. Bunlar; Kazan’ın anlatı ve gerçekçilik bakımından yapısal olarak en farklı filminin analizini sunmak ve bu alanda literatürdeki boşluğu doldurmaktır. Film çalışmaları alanında Kazan filmleri sıklıkla gerçekçilik kavramı üzerinden incelenmiştir; bu çalışmada ise literatürdeki diğer çalışmalardan farklı olarak Kazan’ın filmlerindeki gerçekçilik, mizansen kuruluşu ve “ambivalence” (iki taraflılık, zıtlık) kavramı üzerinden analiz edilmiştir.
Involved in filmmaking more than four decades, Elia Kazan had been a witness and an influence for significant change in the American film industry. His final phase includes four films, respectively, America America, The Arrangement, The Visitors and The Last Tycoon which are his most neglected films in film studies, compared to his previous successful films such as On the Waterfront, A Streetcar Named Desire, East of Eden and Splendor in the Grass. This study has focused on one of his late films for mainly two reasons; to fill the gap in the literature and present an analyses of Kazan’s most structurally different film regarding its narrative complexities with the concept of realism. Realism is one of the key concepts to study Kazan in the research field, but distinctively, I have tried to find the realism within the mise-en-scène and ambivalence in the narrative.